Yanık alopesi veya yani bir kaza sonucu yanmış saçlı deriye saç ekimi elbette yapılabilir ama hastaları tedavi etmek genellikle hem saç ekimi uzmanı için hem de hasta için zor olabilir. çok ciddi bir tecrübe ve bilgi birikimi gerektirir. Yanık sonrası aşamada gerekli olan diğer rekonstrüktif prosedürlerde olduğu gibi, bu çoğunlukla birkaç yıl süren farklı cerrahi uygulamaları gerektiren çok aşamalı bir süreçtir. Bunun nedeni, greft alımının sağlıklı, yarasız ciltte olduğu kadar güvenilir olmaması ve yeterli yoğunluğa ulaşmak için saç ekiminin tekrar edilmesi gerekliliğindendir. Ayrıca, farklı yanık alanlarının ayrı prosedürlerde ele alınması gerekebilir.
Artık biliyorsunuz, bir hastanın saç ekimi için aday olup olmadığını belirleyen bazı unsurlar vardır. Örneğin saç dökülme miktarı ve uygun donör saçın bulunup bulunmadığı gibi. Fakat tüm bunlara ek olarak, yanık mağdurlarının mutlaka sıradan insanlardan ayrıştırılması ve özenle, sabırla, sürekli bir şekilde ona psikolojik destek de vererek saç ekimi sürecinin gerçekleştirilmesi gerekir.
Ciddi bir yanık geçirmiş, acı çekmiş, yaşamı tehdit eden bu duruma katlanmak zorunda kalmış herkes, iyileşmeye giden bir yoldan bahsetmek yerine, açıklanamayan travma ile zaten uğraşmak zorunda kalmıştır. Fakat unutmayalım çoğu zaman hemen hepsi bununla başa çıkıyor, kabulleniyor ve yoluna devam etmek istiyor. Ve bir gün geliyor daha iyi gözükebilmek adına kapımızı çalıyor. Zira saç ekimi yapıldıktan sonra saçların uzamasıyla yara izlerinin kamufle olması da mümkün oluyor. Kalıcı saç dökülmesi yaşayan yanık hastalarına kimlik ve görünümlerinin bir parçasını geri kazanmalarına yardımcı olmak ise, gerçek anlamda ulvi ve meslek hayatımda beni çok sevindiren konulardan birisi.
Aslında saç ekiminin tarihine baktığımızda saç ekimi fikrinin yanık hastalarına yapılan uygulama ile başladığını söyleyebilirim. Japon bir dermatoloğun yanık kurbanlarına 1939 yılında uyguladığı saç ekimi, işte bugün hepimizin saçlanmasını sağladı. Dr. Okuda’nın o zamanlar yaptığı çalışma belgelendi ve uzmanlar saç ekimi ile bugün bulunduğumuz noktaya gelene kadar bu sistemi geliştirmeye ve iyileştirmeye devam ettiler. Dediğim gibi başlangıç noktası, bu hayat değiştiren prosedürün temelinde, yanık kurbanlarına yardım etme amacı yatıyor.
Yanık hastaları, saç ekimini tercih eden diğerleri gibi, esas olarak aynı sonucu, doğal görünümlü bir baş yapısını dahası güvenli ve rahat, en önemlisi, kalıcı bir çözüm arıyorlar. Günümüzde, bir yanık olayından sonra kişinin kafa derisinin yara izini ve görünümünü iyileştirmeye yardımcı olmak için tasarlanan teknikler mevcut. Kan akışını iyileştiren adım adım ilerlenen bir süreçten bahsediyorum. Özellikle yağ transferi, kök hücre gibi yardımcı elemanlar, yanık saçlı deriye sahip hastalara saç ekimi öncesinde uygulandığında doğal, sağlıklı saçların uzaması için bir şans sunuyor.
Dediğim gibi, bu bir saç ekimi merkezindeki tipik ayakta tedaviden çok daha hassas ve uzun bir prosedürdür. Ancak asıl mesele, saç ekimine ihtiyaç duyanlardan, yeniden genç görünmek isteyenlerden daha yanık saç derisine sahip olanlara umut olmasıdır. Bu hastaların birçoğu için, özellikle geniş alanları kaplayan ve daha şiddetli yanıklarla uğraşanlar için normal bir görünüme kavuşmanın başlangıcıdır ve oldukça uzun bir yoldur. Normal bir saç çizgisine sahip olmak, yanık izlerinin uzayan saçlarla kapanması ve kendi deyimleri ile “daha normal görünmek”, bu kişilerin ruhunu iyileştiriyor ve gerçekten fark yaratıyor.